Mübarek Ramazan ayını müteakiben müşerref ve müyesser olduğumuz
bayram günlerine ulaşmanın bir yanda bahtiyarlığını diğer yanda burukluğunu
yaşıyoruz.
Burukluğunu yaşıyoruz çünkü; başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da
cehennem azabından kurtuluş olan on bir ayın sultanı mübarek Ramazan ayını
geride bırakıyoruz.
Allah’tan niyazım tekrarına eriştirmesidir.
Ramazan Bayramı, oruç ibaretinin, daha yerinde bir anlatımla Şehr-i
Ramazan’ın maddi ve manevi mükâfatıdır.
Bu mükâfata layık ve müstahak olmak hakikatli ve halisane temennimdir.
2
Bayram(lar), barış ve kardeşlik hissiyatının kuvveden fiile geçtiği,
kucaklaşma ve kaynaşma ihtiyacının kuvvetlenip filiz filiz gerçekleştiği
muazzez dönemlerdir.
Dargın gönüllerin, küskün kimselerin, kırık ve kırgın kalplerin tamir ve
telif vakti elbette bayram(lar)dır ve böyle de olmalıdır.
Bayram; müessir birlik, mütemadi dirlik, muhtevalı iyilik fırsatıdır.
Bu fırsatın heba ve heder olması ne Allah indinde ne de millet nezdinde
müsamaha ve müsaade görmeyecektir.
Barış ve huzur gerek insan, gerek toplum, gerekse de millet nam ve
hesabına kalıcı bayram mahiyetindedir.
Milli hedefimiz ülkemizi kalıcı olarak bayram yerine dönüştürmek, bu
suretle sıkılı yumrukları açarak, önyargıları aşarak, vehimleri atarak muhabbet
ve musafaha ortamını işlenmeyi bekleyen bir cevher gibi ortaya çıkarmaktır.
Bu mühim ve mümtaz hedef doğası gereğince sabır, samimiyet, güven,
dürüstlük, empati, hoşgörü, dikkat ve teenni gerektirmektedir.
“Terörsüz Türkiye” olarak somutlaşan ve daha önemlisi büyük Türk
milletinde makes bulan söz konusu hedefe inşallah ulaşılacaktır.
Yasa dışı kanlı silahların gömülüp demokratik siyasetin görüş menzilini
tayin ve tarif ettiği bir Türkiye’nin hızına ve yükseliş hırsına muadil ve muhatap
hiçbir ülke yetişemeyecektir.
Merhum düşünürümüz Ziya Gökalp’in ifadesiyle, ümitsizlik baykuşu hiçbir
insanımızın gönlüne yuva yapamayacaktır.
3
Bayram günlerinin mehabet, merhamet ve memnuniyet iklimiyle terörsüz
Türkiye mefhumunun mehtabı, membaı, sosyal ve psikolojik mekanizması
inşallah terekküp edecektir.
Niyetimiz halis olduğundan nihai kısmetimiz de hayır olacaktır.
Hiçbir tuzak, hiçbir kumpas, hiçbir komplo, hiçbir kumandalı tertip
kararlılığımızı sekteye uğratamayacaktır.
Elbette terörsüz Türkiye gaye ve gayretinden ürken, korkulu rüyalar gören
iç ve dış mihraklar vardır ve bu mayası lekeli güruh son günlerde iyice ayyuka
çıkmıştır.
Barış, demokrasi ve kardeşlik azmimizi hazmedemeyen, bununla da
kalmayıp tarihsel nitelikli gelişmeleri baltalamak ve budamak maksadıyla
organize eylem halinde bulunanlar pisliğe konan sinekler gibi ortalığa
üşüşmüşlerdir.
Terörsüz Türkiye amaç ve arzusunu bulandırmak, hatta belini kırmak için
beşinci kol faaliyeti dış bağlantılı şekilde devrededir.
Nitekim Rusya ile Ukrayna arasında barış umutlarının yeşerdiği, Suriye
Arap Cumhuriyeti’nde tecelli eden pozitif gündem ile siyasi istikrar özlemlerine
etap etap erişildiği, aynı zamanda Türkiye’nin bölgesel ve küresel alanda sözü
geçen, saygınlığı ve caydırıcılığı yükselen üst bir seviyeye geldiği bir dönemde
hukuki bir mesele sokak ve boykot girdabına çekilmiş, iç asayiş ve huzur
atmosferi zehirlenmek istenmiştir.
Cumhuriyet Halk Partisi maalesef Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı şer ve
şiddet cephesi açmıştır.
4
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mirası adeta yağma malına çevrilmiştir.
Dış aleminde sade, iç aleminde zengin; aynı şekilde mütedeyyin,
muhterem, milli ve manevi hassasiyetleri minare gibi dimdik yükselen her
vatandaşımız ülkemize yapılan saldırı ve sabotajları görmüş, melanet oyunları
okumuştur.
Hukuki bir davayı çarpıtarak sandıkla kutuplaştırmak aymazlıktan öte art
niyetliliktir.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde tuz kokmuş; yolsuzluk, rüşvet ve
hırsızlık iddiaları şüyu vukuundan beter sözünü akıllara düşürmüştür.
19 Mart 2025 ile 23 Mart 2025 tarihleri arasında Türkiye’yi sokaklara
sıkıştırmak ve nefes alamaz hale getirmek amacıyla dışarıdan tazyikli faşizan bir
kalkışma yaşanmıştır.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi; yan kesicilerin, yol kesenlerin, haram
yiyenlerin, şehremini vazifesini cebini ve banka hesaplarını doldurmak suretiyle
çiğneyenlerin eline ve siyasi emellerine hapsolmuştur.
Bu skandal ve kanun dışı yolsuzluk bataklığının kurutulması, fail ve
mücrimlerden hesap sorulması hukuk devletinin ikamesi ve ihmali olamayacak
bir sorumluluğudur.
Türkiye Cumhuriyeti’nde üstün olan hukuktur.
Demokrasi ile hukuku çatıştırmak, ihanetle milli iradeyi örtmeye çalışmak,
seçilmiş bahanesiyle çok ciddi suçlamaların odağında yer alan şahısları haksızca
aklamaya ve arkalamaya çabalamak anarşiye ve asayişsizliğe kati hizmettir.
5
Böylesi bir mesnet ve mezuniyet hiç kimseye verilmemiş, üstelik de
verilemeyecektir.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve yolsuzluk iddialarının
merkezinde bulunan 50’ye yakın kişi tutuklanmıştır.
Soruşturma ve kovuşturma süreçlerinin seri şekilde ikmali yapılarak; kim
suçlu, kim suçsuz tefrik ve temin edilmelidir.
Hukuk herkese lazımdır.
Hukuka karşı çıkmak, hukuk insanlarını aşağılamak, adalet terazisini
tartışmaya açmak devletin egemenlik haklarına, milletin varoluş haysiyetine
örtülü operasyondur.
Bu menfur operasyonun ezcümle muhassalası Türkiye’yi ateşe atmaktır.
CHP Genel Başkanı ve kaos sever yandaşlarının günlerce Saraçhane’de
tepişmeleri, yaygın ve yoğun kriz sarmalı oluşturarak toplumsal bünyeye teşmil
gayretleri hiçbir demokratik ve medeni ülkede görülmemiş ilkesiz ve iffetsiz bir
zorbalıktır.
Türkiye’de hak arayışlarının yolu bellidir ve herkese açıktır.
Sözde de olsa demokrasi, hukuk ve özgürlük müdafaası yaptıklarını ileri
süren, nefret ve öfkelerine rehin düşen, aynı zamanda sokaklara dökülerek
devletin güvenlik güçlerine asit, taş, balta, molotof kokteyli, sapan, havai fişekle
saldıran müfrit ve müfsit yığının esas derdi başkadır ve bu husus netleşmiştir.
6
Şehzadebaşı Camii ile birlikte haziresine yapılan edepsiz muameleler,
hakaret ve küfürlerle sağa sola sataşmalar Saraçhane’de oynanan oyunların
hangi amaçlara matuf olduğunun açık karinesi değilse, acaba nedir?
CHP Genel Başkanı’nın sokak daveti, boykot çağrısı, yıkın geçin mesajları
kalabalığın gazına gelen bir siyasetçinin pespaye ve pejmürde halinden ziyade
bilinçli, sistemli ve milletin sinir uçlarını zedeleyici anti demokratik kalkışma
denemesi ve testidir.
Bilhassa yerli ve milli firmalarla bazı medya kuruluşlarının boykot
edilmesiyle ilgili telkin ve telaffuzu Özgür Özel’in zıvanadan çıktığının aleni
işaretidir.
CHP’nin başını çektiği karanlık protestolar demokratik nitelikten daha çok
despotik, değersiz, dengesiz ve son derece tehdit içeriklidir.
Tıpkı Gezi Parkı olaylarında olduğu ve yaşandığı üzere, Türkiye ekonomisi
hedef alınmıştır.
12 farklı örgüt CHP’nin kanatları altına sığınarak sokak aralarında zehir ve
zillet saçmıştır.
Maskeli şehir eşkıyaları sahneye çıkmıştır.
Hırsızlık ve yolsuzluğun araştırılıp gerçeklerin gün yüzüne çıkarılmasına
destek ve yardım gerekiyorken düşmanca tavır ve tutumlar demokratik gösteri
kamuflajıyla Türkiye’mizi meşgul etmiş, milletimizi endişelendirmiştir.
Ülkemizin itibarı, demokrasi ve hukuk güvenliği hedef yapılmıştır.
Üniversiteler karıştırılmak istenmiştir.
7
Boykot ile işgalin aynı uçuruma açıldığı bilinen bir gerçektir.
Kaldı ki, Merhum İsmet İnönü’nün, “boykot da bir işgal de bir” sözü milli
hafızalardadır.
CHP’nin gizil ve gizli hesabı iktidarı sokakla devirmek, 15 Temmuz’a
benzer şekilde işgal girişimlerinin fitilini tutuşturmaktır.
CHP’lilerin birbirini sattığı, birbirinin kuyusunu kazdığı, altı ok suretli
itirafçıların parti içinde rakip gördüğü kimselerin kirli çamaşırlarını döktüğü
biliniyorken, bir hukuki meseleyi saptırmak, asıl anlam dairesinden koparmak
masum ve makul bir tercih olarak değerlendirilemeyecektir.
Hiziplerin savaşından yolsuzluk damarının patladığı ortadadır.
CHP’nin sorunu yine CHP’dir.
CHP Genel Başkanı’nın yabancı ülkelere Türkiye’yi şikayet etmesi,
ekonomi yönetimini kötülemesi, terk edilmişlik nevrozuyla İngiltere’den aman
dileyecek karanlık bir çukura düşmesi manda ve himaye anlayışının hala canlı
bir hücre olarak varlığını göstermiştir.
Öyle ki, testide olan ne varsa dışarı sızdırmıştır.
Özgür Özel’in nasıl bir çürümüşlüğün pençesine düştüğü berrak olarak
anlaşılmıştır.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni kapsayan adli süreç turnusol kağıdı gibi
CHP yönetiminin gerçek yüzünü, kemiksiz ve kifayetsiz duruşunu deşifre
etmiştir.
8
Aziz Atatürk’ün onurlu çizgisini karalayarak küresel emperyalizme
bağlantı tüneli kazan, el avuç açan CHP zihniyeti tarihi ve siyasi miadını çok
kötü bir sonla doldurmuştur.
Mandacı CHP teklemiş, tökezlemiş, tükenmiş; dahası müflisliği, müsrifliği
ve müstemleke siyaseti birbiri ardına teşekkül eden rezaletler seremonisinin
ışıkları altında belgelenmiştir.
DEM Eşgenelbaşkanı Tuncer Bakırhan’ın sağduyu ve soğukkanlı
açıklamaları, “Biz CHP’nin eylemci kitlesi değiliz” sözleri değerli ve takdire
şayandır.
CHP’nin suyu bulandırma teşebbüsleri başarısız kalmaya mahkum olup
yırtıklarını yamamaya yetmeyecektir.
Cumhur İttifakı, Türk ve Türkiye Yüzyılı ülküsüne sahip çıkacak; milli
onuru, millet varlığını, istiklal ve istikbal vakarını sonuna kadar müdafaa
edecektir.
Şuurlu hürriyetperver, uyanık vatansever her vatandaşımız kaos tacirlerinin
karşısındadır.
Türk gençliğini sokağa dökmek için fırsat kollayanlara, Türk gençliğinin
arkasına saklanıp ülkemiz ve milletimiz üzerinde ucuz ve uçuk hesap yapanlara
elbette fırsat verilmeyecek, buna en başta geleceğimizin güvenceleri göz
yummayacaktır.
CHP’nin mandacı azınlığın fiili kayyumuyla daha fazla yol alması mümkün
değildir.
9
Türk milleti varlığını, birliğini ve ortak kaderini namusu bilecek, gölge
düşürmeyecektir.
Cumhur İttifakı, Merhum düşünürümüz Ziya Gökalp’in dile getirdiği şu
sözü aynısıyla yüreğinde taşıyacak ve kahramanca temsil edecektir:
“Mevdu’dur bugün bize namusu milletin.”
Bu duygu ve düşüncelerle doğudan batıya, kuzeyden güneye hayatın
çilesini omuzlarına almış vatan ve millet evlatlarını; etnik kökeni, mezhebi,
yöresi ve anasının dili ne olursa olsun her kardeşimi, yurt dışında yaşayan
vatandaşlarımızı selamların en güzeliyle selamlıyor Ramazan Bayramlarını
tebrik ediyorum.
Gönül ve kültür coğrafyalarında yaşayan soydaşlarımıza, din
kardeşlerimize hayırlı bayramlar diliyorum.
Ramazan ayı boyunca tutulan oruçların, yapılan dua ve ibadetlerin
kabulünü Rabbim’den niyaz ediyorum.
Dokuz günlük bayram tatili boyunca yola çıkacak ve sıla-i rahim hasretini
giderecek olan tüm vatandaşlarımızın trafik kurallarına harfiyen uymalarını,
sevenlerini, sevdiklerini ve bekleyenlerini derinden yaralamamaları adına hayat
memat konusu olarak addediyorum.
Mensubiyetinden iftihar ettiğim büyük Türk milletiyle ebedi saadet ve
selamet dileklerimi paylaşıyorum.
Mübarek Ramazan Bayramımız kutlu olsun diyorum.
GENEL
22 Ekim 2025GENEL
22 Ekim 2025GENEL
22 Ekim 2025GENEL
22 Ekim 2025GENEL
22 Ekim 2025GENEL
22 Ekim 2025GENEL
22 Ekim 2025